1970’ten bu yana yapılan araştırmalar, göçmen balık popülasyonlarının %80’in üzerinde azaldığını ortaya koyuyor. Balık sayıları dünyanın dört bir yanında azalırken, bu düşüş en çarpıcı şekilde %91 oranla Güney Amerika ve Karayipler’de gerçekleşiyor. Bu bölgeler, dünyanın en büyük tatlı su göçlerine ev sahipliği yapıyor. Uzmanlar, barajlar, madencilik faaliyetleri ve insan müdahalesi nedeniyle nehir ekosistemlerinin tahrip olmasının bu düşüşün başlıca nedenleri arasında olduğunu belirtiyor.
Avrupa’da da Durum Vahim
Yaşayan Gezegen Endeksi’nin son güncellemelerine göre, Avrupa’daki göçmen tatlı su balıklarının popülasyonu da %75 oranında azalmış durumda. Göçmen tatlı su balıkları, yaşamlarının bir kısmını veya tamamını tatlı su sistemlerinde geçiren hayvanlar. Bu balıklar, denizde doğup tatlı suya geri dönebiliyor ya da tam tersi. Bazı türler ise kıtaları aşarak doğdukları nehirlere geri dönüyor.
Barajlar ve Bariyerler Göçü Engelliyor
Göçmen balıkların azalmasındaki en büyük etkenlerden biri, nehirlerin serbest akışını engelleyen barajlar ve diğer yapay bariyerler. Bu yapılar, dünya çapında milyonlarca insanın besin kaynağı olan balıkların göç yollarını tıkıyor. Ancak, 2023 yılında Avrupa’da 15 ülkede 487 bariyerin kaldırılması, umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Kirlilik ve İklim Değişikliği Tehdit Oluşturuyor
Balık popülasyonlarının azalmasının diğer nedenleri arasında kentsel ve endüstriyel atık suların neden olduğu kirlilik ve tarım faaliyetlerinden kaynaklanan atıklar bulunuyor. Ayrıca, iklim değişikliği habitatları ve tatlı su kaynaklarını etkiliyor. Sürdürülebilir olmayan balıkçılık da bu düşüşte önemli bir rol oynuyor.
Dünya Balık Göçü Vakfı’ndan Uyarı
Araştırmaya katılan Dünya Balık Göçü Vakfı’nın kurucusu Herman Wanningen, araştırma sonuçlarını değerlendirirken, “Göçmen balık popülasyonlarındaki feci düşüş, dünya için sağır edici bir uyandırma çağrısıdır. Bu kilit taşı türlerini ve nehirlerini kurtarmak için hemen harekete geçmeliyiz. Göçmen balıklar birçok yerli halkın kültürünün merkezinde yer alıyor, dünya çapında milyonlarca insanı besliyor ve geniş bir tür ve ekosistem ağını sürdürüyor. Sessizce kayıp gitmelerine izin veremeyiz,” ifadelerini kullandı.
Tehlike Altındaki Türler
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’ne (IUCN) göre, tatlı su balık türlerinin dörtte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ve göçmen balıklar orantısız bir şekilde tehdit altında. Raporda, 284 tatlı su balığı türünün popülasyon eğilimleri incelendi ve araştırmacılar, nehirlerin korunması ve onarılması gerektiğini vurguladı.
Uzmanlardan Görüşler
WWF-ABD tatlı su müdür yardımcısı Michele Thieme, Guardian’a verdiği demeçte, “Tatlı su balık popülasyonlarının çöküşünü tersine çevirecek araçlara, hırsa ve kararlılığa sahibiz. Nehrin korunmasına, restorasyonuna ve bağlantıya öncelik verilmesi, bu türlerin korunmasının anahtarıdır,” dedi.
Lancaster Üniversitesi’nden zooloji öğretim görevlisi Dr. David Jacoby ise, “Balık popülasyonunda hem bölgesel hem de küresel düzeydeki düşüşün boyutu şoke edici,” diyerek, göç, kirlilik, su çıkarma ve iklim değişikliğinin tehditlerinin kümülatif hale geldiğini belirtti.
Hem Deniz Hem de Tatlı Su Baskı Altında
Fransa’daki Ulusal Tarım, Gıda ve Çevre Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Anthony Acou, “Okyanus akıntılarının değişmesi, üretkenliğin azalması, açık denizdeki rüzgar santralleri, iklim değişikliği ve hedef dışı avlanma gibi baskılar bu hayvanların popülasyonları üzerinde büyük olumsuz etki yaratıyor. Türleri korumak için, hem deniz hem de tatlı su habitatları üzerindeki baskıların etkisini daha iyi anlamak kritik öneme sahiptir,” diyerek, kapsamlı bir anlayışın ve etkili yönetim önlemlerinin önemine dikkat çekti.