İçin Kategoriye Göz Atın

İklim Değişikliği

İklim değişikliği ile ilgili güncel haberler, bilimsel araştırmalar ve politika gelişmeleri.

Gösteriliyor: 1 - 10 arasında 11 Makaleler

Okyanus sıcaklıkları artıyor: Deniz canlılarını kutuplara göç etmeye zorluyor

College de France Sürdürülebilir Kalkınma, Çevre, Enerji ve Toplum Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gilles Boeuf, küresel sıcaklık artışlarının deniz canlıları üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Boeuf, deniz sıcaklıklarının artmasıyla deniz canlılarının daha serin kutup bölgelerine doğru göç ettiklerini vurguladı.

Deniz Yüzey Suyu Sıcaklıklarında Rekor Artış

2023 yılı, küresel ortalama sıcaklıkların rekor seviyelere ulaştığı bir yıl oldu. Maine Üniversitesi’ne ait Climate Reanalyzer sitesinin verilerine göre, 14 Mart 2023’ten itibaren deniz yüzey suyu sıcaklıkları her gün tarihsel verilerle kıyaslandığında rekor kırdı.

Sıcaklık Artışı ve Deniz Canlılarının Göçü

İstanbul’da düzenlenen “İklimin Jeopolitiği: Sorunların Kalbinde Akdeniz” başlıklı söyleşide konuşan Boeuf, sıcaklık artışlarının okyanuslar ve Akdeniz üzerindeki etkilerini AA muhabirine anlattı. Boeuf, okyanus sularının ısınmasının deniz canlılarının yaşamını ciddi şekilde etkilediğini ve en önemli etkilerden birinin göç olduğunu belirtti.

“Sıcaklık artışı, hareket edebilen tüm deniz canlılarını göç etmeye zorlar. Ancak hareket edemeyen canlılar için durum çok daha vahim. Bu canlılar, sudaki oksijen seviyesinin düşmesi nedeniyle ölüyorlar. Örneğin, birkaç yıl önce Türkiye ve Yunanistan’ın bulunduğu Akdeniz bölgesinde yüksek seviyede omurgasız deniz canlısı ölümü gerçekleşti,” dedi Boeuf.

Canlıların Kutup Bölgelere Göçü

Deniz canlılarının daha serin sular arayarak kutuplara doğru göç ettiklerini belirten Boeuf, her canlının aynı hızda hareket edemediğini ekledi. Planktonların yılda 45 kilometre, balıkların ise 27 kilometre hızla göç ettiğini ifade etti.

Boeuf, karada yaşayan canlıların bu hızda hareket edemediğini, yer kurtçuklarının yılda sadece 6 kilometre yol kat edebildiğini belirtti. Deniz canlılarının göç edebilmesi daha kolay olsa da bu durumun balıkçılar için büyük bir önem taşıdığını vurguladı.

Ekosistem Üzerindeki Tehditler

Boeuf, Avrupa kıtasında yaşanacak 1 derecelik sıcaklık artışının, bölgedeki canlıları daha uyumlu bir iklimde yaşayabilmek için ortalama 250 kilometre kuzeye göç etmeye zorlayacağını söyledi. Deniz canlılarının göçü, balıkçılık sektörünü de doğrudan etkileyebilir.

“Balıkların göç etmesi, avlanılan bölgelerdeki balık türlerinin değişmesine neden olabilir. Balıkçılık sektörünün bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır,” dedi Boeuf.

Balık Göçlerinin Akdeniz Üzerindeki Etkisi

Boeuf, Akdeniz’deki balık göçleri hakkında da önemli bilgiler paylaştı. Fransa’daki balıkların kuzeye göç ederken, Afrika’daki balıkların Akdeniz’e geldiğini belirtti. Bu balıkların Süveyş Kanalı üzerinden Kızıldeniz’den Akdeniz’e geldiğini ve Türkiye için önemli bir problem oluşturduğunu söyledi.

“Akdeniz’e gelen balıklar da okyanuslarda olduğu gibi kuzeye göç edecekler. Ancak Akdeniz’de balıklara çıkışı gösterecek bir tabela yok. Çıkışı bulamayan balıkların yığılması, balık ölümlerine yol açabilir. Bu çok önemli bir sorun,” diye ekledi.

İklim Değişikliğine Karşı İşbirliği ve Uyum

Boeuf, iklim değişikliğiyle mücadelede uyum çalışmalarının kritik rol oynadığını belirtti. Tarım ve hayvancılık gibi aktivitelerin değişen iklime uyum sağlaması gerektiğini, balıkçılıkta da alışkanlıkların değişmemesi halinde kuzeye giden balıkların peşine düşmek zorunda kalınacağını ifade etti.

Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin işbirliğine daha fazla ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Boeuf, “Akdeniz’deki kirliliği azaltmak için tüm ülkelerin işbirliği yapması gerekiyor. Aksi takdirde, bir ülkenin kirliliği diğer tüm ülkeleri etkiler,” dedi. Akdeniz’in, 200 milyon ziyaretçiyle önemli bir turizm merkezi olduğunu ve bu alanda işbirliğinin artırılması gerektiğini belirtti.

Kaynak: AA

Türkiye’de nisan yağmurları yüzde 50 geriledi

Türkiye’nin Nisan 2024 yağış verilerine göre, genel olarak uzun yıllar ortalamasının ve geçen yılın altında yağış aldığı görülüyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından derlenen verilere göre, uzun dönem yağış ortalaması metrekareye 57,5 kilogram iken, geçen yıl bu miktar 86,8 kilogramdı. Ancak bu yıl Nisan ayında metrekareye düşen yağış miktarı sadece 28,5 kilogram oldu. Bu durum, Türkiye genelinde yağışların normaline göre %50, geçen yıla göre ise %67 azaldığını gösteriyor.

Özellikle Karadeniz bölgesinde son 64 yılın en düşük nisan yağışı kaydedildi. Bölgenin yanı sıra Bilecik, Bursa, Kastamonu, Samsun, Amasya, Tokat, Giresun, Rize, Artvin, Ardahan, Burdur, Afyonkarahisar, Denizli ve Antalya’nın sahil kesimlerinde de yağışlar yüzde 80’in üzerinde azaldı.

İstanbul Avrupa Yakası, Kırklareli, Çanakkale ve Mersin’in Mut ilçesinde ise yağışlar yüzde 60’ı aştı. Türkiye genelinde yağışlar normalin altında gerçekleşirken, en fazla azalmanın yüzde 70 ile Karadeniz bölgesinde olduğu belirtildi. Ayrıca, nisan ayı yağışlarının en fazla olduğu yer Hakkari iken, en az olduğu yer Ardahan olarak kaydedildi.

Yağışlı gün sayısında da düşüş gözlemlendi. 1991-2020 ortalamasına göre 10,8 gün olan yağışlı gün sayısı, Nisan 2024’te ortalama 5,9 gün olarak gerçekleşti. Bölge bazında incelendiğinde ise Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yağış miktarlarında önemli oranda azalma yaşandığı görüldü.

Kaynak: AA

Türkiye’de son 50 yılın en sıcak nisan ayı yaşandı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, nisan ayı sıcaklık verileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Özhaseki, yaptığı yazılı açıklamada, geçen ayın son 53 yılın en sıcak nisan ayı olarak kaydedildiğini belirtti.

Sıcaklık Değerleri Normallerin Üzerinde

Nisan ayında Türkiye genelinde sıcaklık ortalaması 16,6 derece olarak ölçüldü ve bu değer normallerin 4,3 derece üzerinde gerçekleşti. Özhaseki, en düşük sıcaklığın eksi 9,4 derece ile Kayseri Sarız’da, en yüksek sıcaklığın ise 38,9 derece ile Şanlıurfa Ceylanpınar’da kaydedildiğini bildirdi.

Kuraklık ve Yağış Verileri

Bakan Özhaseki, Kasım 2023 ile Nisan 2024 arasındaki 6 aylık dönemde Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesi’nin tamamında, Güney ve İç Ege ile Orta Karadeniz’de farklı şiddetlerde kuraklık yaşandığını ifade etti. Ayrıca, Mayıs 2023 ile Nisan 2024 arasındaki 12 aylık dönemde Antalya’nın Finike, Kaş, Elmalı ve Korkuteli ilçeleri ile Karaman, Kahramanmaraş çevrelerinde orta şiddetli, Kırıkkale, Yozgat, Sivas ve Ordu çevrelerinde ise hafif şiddette meteorolojik kuraklık gözlemlendiğini belirtti.

Yağışlarda Artış

Özhaseki, 1 Ekim 2023 ile 8 Mayıs 2024 arasında Türkiye genelinde yağışların yüzde 3,9 arttığını vurguladı. Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri hariç tüm bölgelerde yağışlarda mevsim normallerine göre artış yaşandığını belirten Bakan, en fazla yağış artışının yüzde 27 ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleştiğini açıkladı.

İklim Değişikliği ile Mücadele

Bakan Özhaseki, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve gelecek nesillere sürdürülebilir bir yaşam sağlamak için dünya genelinde işbirliği yapmanın önemini vurguladı. İklim değişikliği ile mücadelede el ele vermenin herkesin görevi olduğunu ifade etti.

Kaynak: AA

Dünya Meteoroloji Örgütü ve Avrupa Birliği’nin ortak çalışması: 2023 yılında sıcaklıklar, yılın 11 ayı boyunca normallerin üstünde seyretti

Avrupa Birliği’nin (AB) Copernicus uydu izleme sistemi, 2023 yılının Avrupa’da yangınlardan sellerin yaşandığı olağan dışı hava olaylarının gözlendiği bir yıl olduğunu raporladı.

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ile birlikte hazırlanan “2023 Avrupa İklim Durumu Raporu”na göre, Avrupa genelinde yaşanan sel ve sıcak hava dalgaları milyonlarca kişiyi etkiledi.

Sıcaklık, kaydedilen en sıcak eylül ayı da dahil olmak üzere, yılın 11 ayı boyunca ortalamanın üzerinde seyretti. Aşırı sıcaklık stresinin yaşandığı gün sayısında önemli bir artış gözlemlendi.

Sıcaklığa bağlı ölümlerde son 20 yılda yaklaşık yüzde 30 artış yaşanırken, Avrupa genelinde sıcaktan kaynaklanan ölümlerin arttığı tahmin ediliyor.

Hava ve iklime bağlı ekonomik kayıpların 13,4 milyar euroyu aştığı tahmin edilirken, bu kayıpların yüzde 81’i sel nedeniyle oluştu.

Copernicus İklim Değişimi Servisi Direktörü Carlo Buontempo, “Sıcaklıkların artmaya devam ettiği”ni belirtirken, WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo da “İklim eyleminin maliyetinin yüksek olduğunu ancak eylemsizliğin maliyetinin çok daha yüksek olduğunu” vurguladı.

Kaynak: AA

İklim değişikliğiyle birlikte üreme kaydı olmayan yeni kuş türleri görülmeye başlandı.


Dünya Göçmen Kuşlar Günü kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerle göçmen kuş türlerinin yaşam alanlarının korunması ve farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Bu yılki kutlamaların ilki 11 Mayıs’ta gerçekleşti. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Kiraz Erciyas Yavuz, Dünya Göçmen Kuşlar Günü hakkında konuştu.

Doç. Dr. Yavuz, göçmen kuşları, üreme alanlarının elverişsiz hale gelmesi üzerine daha iyi koşullara göç etmek için belirli dönemlerde düzenli olarak göç ettikleri türler olarak tanımladı. Ayrıca kuşların ekolojik işlevlerini vurgulayarak tozlaşma, tohum yayılması, zararlı böcek kontrolü gibi önemli rolleri olduğunu belirtti.

Göçmen kuşların farklı göç düzenlerine sahip olduğunu açıklayan Yavuz, çoğunluğunun yaz aylarında kuzeydeki üreme alanlarından güneydeki kışlama alanlarına göç ettiğini, bazı türlerin ise yatay olarak göç ettiğini veya rakım olarak yüksek ve alçak bölgeler arasında göç ettiğini dile getirdi.

Kuşların göç yeteneklerine dikkat çeken Yavuz, göçmen kuşların hızlı ve uzun mesafeler boyunca uçabilmelerini sağlayan morfoloji ve fizyolojiye sahip olduklarını ifade etti. Özel ışık reseptörleri aracılığıyla dünyanın manyetik alanı boyunca yön bulduklarını belirten Yavuz, göç sırasında vücut ağırlıklarının neredeyse yarısını kaybettiklerini ve nadiren durakladıklarını açıkladı.

Türkiye’de 501 kuş türü kaydedildiğini söyleyen Yavuz, iklim değişikliğinin kuşların dağılımları üzerinde ciddi etkileri olabileceğini belirtti. Kuraklık ve iklim değişikliğinin kuşların yaşam alanlarını ve su kaynaklarını etkilediğini vurgulayan Yavuz, bu değişikliklerin kuşların üreme ve hayatta kalma şansını azaltabileceğine dikkat çekti.

Doç. Dr. Yavuz, göçmen kuşların karşılaştığı diğer sorunları da sıralayarak, yaşam alanlarının korunması ve restorasyonunun önemine vurgu yaptı. Yasal avcılığın kontrol altına alınması, ışık kirliliğinin azaltılması, bina tasarımlarının kuş çarpmalarını önlemesi gibi tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti.

Kaynak: AA

Devasa buzdağı 30 yıl sonra harekete geçti

25 Kasım 2023 – Antarktika’nın gizemli sularında, yıllar boyu sessiz sedasız kalan dev bir buzdağı, uykusundan uyandı. A23a adındaki bu devasa buz tabakası, 30 yıldan fazla bir süre boyunca okyanus tabanına saplanmış halde durduktan sonra harekete geçti.

1986 yılında Antarktika kıyılarından ayrılan ve Weddell Denizi’nde yerleşik bir buz adası haline gelen A23a, yaklaşık 4 bin km²’lik yüz ölçümüyle adeta bir kıta büyüklüğünde. Londra’nın iki katı büyüklüğündeki bu dev buzdağı, şimdi ise Antarktika sularının ötesine doğru yol alıyor.

Buzdağının bu uzun süredir beklenen hareketi, bilim dünyasında büyük bir merak uyandırıyor. British Antarctic Survey’den Dr. Andrew Fleming, buzdağının hareketinin ardındaki nedenleri araştırırken, sahanlıktaki su sıcaklığındaki değişimin etkisi olabileceğini düşünüyor. Ancak, buzdağının hareketiyle ilgili net bir açıklama yapmak henüz mümkün değil.

A23a’nın hareketi, son aylarda hız kazanmış durumda. Rüzgarlar ve akıntılarla sürüklenen buzdağı, şu anda Antarktika Yarımadası’nın kuzey ucuna doğru ilerliyor. Bilim insanları, buzdağının Weddell Denizi’nden Güney Atlantik’e doğru ilerleyerek “buzul koridoru” olarak adlandırılan yolu takip edebileceğini düşünüyor. Bu, ünlü kaşif Ernest Shackleton’ın 1916’daki deneyiminde kullandığı rotayla benzerlik gösteriyor.

Ancak, bu dev buzdağının hareketi sadece bir macera değil; doğal yaşamı da etkileyebilir. Eğer Güney Georgia’ya yakın bir konumda durursa, ada üzerinde yaşayan milyonlarca fok, penguen ve diğer deniz kuşları için sorunlar doğurabilir. Ayrıca, buzdağlarının erimesi, Antarktika’nın kaya tabanını kazıyan ve mineral tozunu açığa çıkaran önemli bir süreçtir. Bu tozlar, okyanus besin zincirlerinin temelini oluşturan organizmalar için bir besin kaynağıdır.

Woods Hole Oşinografi Enstitüsü’nden Dr. Catherine Walker, buzulların hayat için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Buzdağının hareketi, bilim insanlarının ve çevrecilerin dikkatini çekiyor ve bu büyük doğal olgunun erimesiyle ortaya çıkacak etkiler yakından takip edilecek.

Kaynak: BBC

İklim değişikliği Antalya’daki turizmi gölgeleyecek mi? Akdeniz havzasındaki sıcaklıkta artış


Ankara Üniversitesi Beşeri İktisadi Coğrafya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Somuncu, iklim değişikliğinin turizm sektörü üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Türkiye’nin Akdeniz havzasındaki önemine vurgu yaparak, son yüzyılda küresel ortalama sıcaklığın 1,2 derece artmasına rağmen, Akdeniz havzasındaki sıcaklık artışının 1,5 derece olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Somuncu, bu sıcaklık artışının özellikle turizmin yoğun olduğu temmuz ve ağustos aylarında daha da hissedildiğine dikkat çekti. Özellikle ekstrem sıcaklıkların yaşandığı günlerde 45 dereceye kadar çıkabilen sıcaklıkların turistler açısından termal konforun düşmesine neden olduğunu ifade etti.

Sıcaklık artışının yanı sıra, Akdeniz havzasında su kıtlığının da yakın gelecekte büyük bir sorun olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Somuncu, turizmi olumsuz etkileyebilecek diğer riskleri şu şekilde sıraladı: Denizlerde görülen yabancı türlerin istilası, su baskınları ve sellerin artması gibi doğal afetler, tarım alanlarını ve turizm tesislerini etkileyebilecek fırtına ve taşkınlar.

Prof. Dr. Somuncu, bu risklerin zamanla artacağını ve turizm sektörünün önemli bir şekilde etkilenebileceğini belirtti. İklim değişikliği ile mücadele edilmezse, bu sorunların daha da büyüyebileceğine dikkat çekti.

Kaynak: AA

Antarktika’da 1 yılda Türkiye kadar buz eridi

Antarktika’da gerçekleştirilen bu yılki ölçümler, Türkiye büyüklüğünde buz erimesi olduğunu ortaya koydu. 8. Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, gezegenin en soğuk ve kurak kıtasında buz kaybı yaşandığı rapor edildi.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Dr. Fahri Karabulut ve diğer bilim insanları, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinasyonunda gerçekleştirilen 8. Ulusal Antarktika Bilim Seferi’nde küresel iklim değişikliğinin etkilerini araştırdılar. Bu seferde, farklı teknolojik araçlar ve yöntemler kullanılarak buzulların izlenmesi ve ölçülmesi sağlandı.

TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleştirilen seferde elde edilen veriler, son üç yılda buzulların yaşadığı değişimleri gözler önüne serdi. Araştırma ekibi, Türkiye’nin yüzölçümüne denk gelen büyüklükte buz erimesi olduğunu belirledi.

Kaynak: AA

Türk bilim insanları Kuzey Kutbu’ndaki eriyen buzları inceledi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ebru Caymaz, küresel ısınmanın etkilerini araştırmak amacıyla İzlanda, Grönland, İsveç, Norveç ve Sibirya gibi buzul bölgelerinde çalışmalarda bulunmaya karar verdi.

Ekstrem sporlar alanında da faaliyet gösteren Caymaz, buzul bölgelerinde yerel halkın desteğiyle yürüttüğü araştırmalarda değişimleri fotoğraf ve videolarla kayıt altına aldı.

Curtis&Edith Munson Vakfı’nın desteğiyle Okyanus Vakfı ve Antarktika Bilimsel Araştırma Komitesi tarafından yürütülen “Kutup Bilimlerinde 100 Kadın Projesi”nde de yer alan Caymaz, çalışmalarının sonuçlarını Uluslararası Kutup Haftası etkinlikleri kapsamında 15 Mart’ta dünya kamuoyuna sunacak.

Caymaz, yaptığı ziyaretler ve geniş kapsamlı çalışmalar sonucunda Grönland’da 2020’de başladığı çalışmalarını güneyden kuzeye genişlettiğini belirtti. Güneydeki balıkların kuzeye göç ettiğini ve bu durumun fiyatlara yansıdığını ifade eden Caymaz, iklim değişikliğinin etkilerini değişen fiyatlar üzerinden gözlemlediğini dile getirdi.

İsveç’teki araştırmalarının bilimsel yayınlara dönüşmesiyle “Kutup Bilimlerinde 100 Kadın Projesi”ne dahil edilen Caymaz, Uluslararası Arktik Bilim Komitesi’nin Bilimsel İşbirlikleri ve Diplomasi Çalışma Grubu’nda da yer aldığını aktardı.

Çalışmalarında başka ülkelerden bilim insanlarıyla işbirliği yaptığını belirten Caymaz, bu süreçte kış dönemlerinde yapılan ölçümlerin önemine dikkat çekti. Her kış dönemi buzullara giden bir bilim insanı olarak verileri kaydettiğini ve çektiği görüntülerin ilgi gördüğünü belirten Caymaz, sonuçlarını Mart ayında Uluslararası Kutup Haftası’nda ve Arktik Bilim Zirvesi’nde paylaşacağını söyledi.

NASA’nın çalışmalarına göre 207 buzuldan 179’unun kalıcı hasar gördüğünü belirten Caymaz, buzullardaki erimenin hızının öngörülenden çok daha fazla olduğunu vurguladı. Buzullarda ayrışmaya başlayan derin çatlakları ve erimeye başlayan buzul alanlarını dron görüntüleriyle kayıt altına alan Caymaz, bu durumun iklim değişikliğinin vahametini gözler önüne serdiğini ifade etti.

Kaynak: AA

Dünyada gelmiş geçmiş en sıcak şubat ayı yaşandı

Copernicus’un verilerine göre, son şubat ayında dünya genelinde ortalama yüzey hava sıcaklığı 13,54 santigrat derece olarak ölçüldü. Bu ölçüm, 1991-2020 yılları ortalamasının 0,81 derece üzerinde gerçekleşti ve 2016’daki bir önceki en sıcak şubat ayına göre 0,12 derece daha yüksek oldu.

Son dokuz ay, şimdiye kadar kaydedilen en sıcak aylar olurken, son 12 ayın (Mart 2023-Şubat 2024) küresel ortalama sıcaklığı, 1991-2020 ortalamasının 0,68 santigrat derece üzerine çıktı.

Avrupa’da, bu yıl yaşanan kış da dikkat çekiciydi. Sıcaklıklar, 1991-2020 ortalamasının 1,44 derece üzerinde seyretti ve 2019-2020 kışından sonra kayıtlara geçen en sıcak ikinci kış oldu.

Copernicus İklim Değişikliği Servisi Direktörü Carlo Buontempo, şubat ayının son dönemlerde kaydedilen rekor sıcaklıklar arasında yer aldığını vurgulayarak, küresel ısınmanın önlenememesi halinde dünya genelinde rekor sıcaklıkların devam edeceği uyarısını yaptı.

Avrupa’da şubat ayında sıcaklıkların, 1991-2020 ortalamasının 3,30 santigrat derece üzerinde seyrettiği belirtilirken, Orta ve Doğu Avrupa’da ortalamanın çok üzerinde sıcaklıklar yaşandı.

Kuzey Sibirya, Kuzey Amerika’nın orta ve kuzeybatısı, Güney Amerika’nın büyük bölümü, Afrika’nın tamamı ve Batı Avustralya’da da ortalamanın üzerinde sıcaklıklar kaydedildi.

Deniz yüzeyi sıcaklıklarının da “alışılmadık derecede yüksek seviyeye” ulaştığı belirtildi. Şubat ayında 21,06 santigrat derece ile ortalama deniz yüzeyi sıcaklığının, herhangi bir ay için kaydedilen en yüksek sıcaklık olduğu ifade edildi. Ağustos 2023’teki bir önceki rekor, 20,98 derece ile kaydedilmişti.

Kaynak: AA